Posta yazarı Tamer Heper 'Ablamla eniştem ağabeyimin çocuğunu evlat edindiler. Ancak bunu mahkeme kararı ile yapmadılar. Çocuğu doğduğunda kendileri doğurmuş gibi nüfuslarına geçirdiler. Şimdi ablam da eniştem de vefat etti. Geriye bir evleri kaldı. Bu ev şimdi kime miras kaldı?' sorusunu yanıtladı.

Posta köşe yazarı Tamer Heper, bugünkü yazısında bir okuyucusunun 'Ablamla eniştem çocukları olmadığı için ağabeyimin çocuğunu evlat edindiler. Ancak bunu mahkeme kararı ile yapmadılar. Çocuğu doğduğunda kendileri doğurmuş gibi nüfuslarına geçirdiler. Şimdi ablam da eniştem de vefat etti. Geriye bir evleri kaldı. Bu ev şimdi kime miras kaldı?' sorusuna cevap verdi. İşte Tamer Heper'in yazısı... Ablamla eniştem çocukları olmadığı için ağabeyimin çocuğunu evlat edindiler. Ancak bunu mahkeme kararı ile yapmadılar. Çocuğu doğduğunda kendileri doğurmuş gibi nüfuslarına geçirdiler. Şimdi ablam da eniştem de vefat etti. Geriye bir evleri kaldı. Bu ev şimdi kime miras kaldı? l İ.B. Yapılan iş son derece yanlış. Ancak yakın tarihlere kadar ülkemizde buna benzer olaylarla çok karşılaşıldı. Doğan çocuğun gerçek annesi ve babası sanki onun teyzesi veya dayısı görünümünde oldu. İleriki yıllarda çocuğa bunun söylenmesi durumunda çocuklar için büyük şok ve psikolojik yıkıma neden oldu. Okuyucumun anlattığı gibi miras işleri karıştı, nesep karıştı. Dolayısıyla hiç yapılmaması gereken bir şeyler yapılmış oldu. Bugünkü duruma bakarsak, yasal olarak çocuk, abla ile eniştenin nesebi sahih çocuğu. Dolayısıyla tek mirasçı, yani miras olarak kalan dairenin de tek sahibi. Peki bu iş yasal yollarla yapılmış olsaydı yani abla ve enişte bu çocuğu mahkeme kararı ile evlat edinmiş olsaydı durum ne olacaktı? Durum aynı olacaktı yani abla ile eniştenin yine tek mirasçısı olacaktı ve evin de tek sahibi olacaktı. Çünkü evlatlık da evlat gibi mirasçıdır.