Bazı konut sahipleri enflasyonu fırsata çevirerek, kiracılarından yüzde 100'ü aşan zamlar talep ediyor. Hukukçular, kiracılara mahkemeye başvuru yaparak, yapılacak zammın yasal sınırlar içinde tespitini isteyebileceğini vurguladı ve örnek Yargıtay davalarına dikkat çekildi.

Bazı konut sahipleri enflasyonu fırsata çevirerek, kiracılarından yüzde 100'ü aşan zamlar talep ediyor. Yargıtay'ın bu konuyla ilgili aldıığ kararların altını çizen Akademisyen Avukat Esra Pınar Bilgin, Yüksek Mahkeme'nin kiracının eski olması sebebiyle hakkaniyet kurallarına uygun indirim yapılmasına ilişkin kararları olduğuna dikkat çekti. Kira artışının bugün itibariyle yüzde 39.33 olan 12 aylık TÜFE ortalamasına göre belirlendiğine dikkat çeken hukukçular, kiracılara mahkemeye başvuru yaparak, yapılacak zammın yasal sınırlar içinde tespitini isteyebileceğini vurguladı. Hukukçular göre Yargıtay içtihatları da konut sahiplerinin keyfi hareket etmesine izin vermiyor. Yargıtay kararlarında da benimsenen yöntem kapsamında, endeks uygulamasının art arda 3 sene için uygulanabileceğine dikkat çeken Avukat Gürsel Devrim İyim, bu sürenin ardından taraflar arasında kira tutarının  hak ve nefaset kurallarına göre belirlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. İyim, "Emsal ve rayiçler nazara alınarak aylık kira bedeli ne olacaksa ona göre belirlenmelidir" diyerek, kira sözleşmesinin yapılmasından itibaren 10 senelik uzama süresinin geçmiş olması gerektiğini, en az 3 ay önce kiracıya fesih bildirimi yapılmasının gerekli olduğunu belirtti. İyim, "10 yıllık uzama süresinden sonra kiracı ve kiraya veren arasında yeni bir sözleşme yapılmamış olmalıdır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 10 yıl sonra kira sözleşmesini fesih ve tahliye dava hakkı bulunduğunu hükme bağlamıştır" açıklamasında bulundu. Akşam'dan Neslihan Keskin'in haberine göre; Avukat Esra Pınar Bilgin, konut sahiplerinin kira sözleşmesinin süresi dolmadan keyfi zam uygulamasının hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Avukat Bilgin, "Kira zammı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin kararları ile TUİK tarafından açıklanan TÜFE'nin bir önceki ayın on iki aylık ortalamasını aşamaz. Aksine yapılan sözleşmeler ve bu orandan daha fazla artış oranı belirlenen kira sözleşmeleri geçersizdir" açıklamasında bulundu ve tahliye istenebilecek durumlara da dikkat çekti. Konut sahibinin, kendisi, eşi, üst ve alt soyundan kişilerin ihtiyacı olması durumunda kiracının tahliyesini isteyebileceğine vurgu yapan Bilgin, "Ancak bu ihtiyacın gerçek anlamda olması, kiraya verenin ihtiyacının başka bir mülkü ile giderilmemesi gerekir. 'Evim tadilatta' ya da kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak gibi iddialarla tahliye mümkün değil" şeklinde konuştu. Bu konuda Yargıtay'ın içtihatlarının altını çizen Bilgin, bir davada; davacı tarafından kiraya verenin kurmuş olduğu şirketin ihtiyacı sebebiyle açılan tahliye davasını, kendisinin ihtiyacı olmayıp şirket ihtiyacı olması nedeniyle reddettiğini belirtti.