Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı gayrimenkul istatistiklerine göre, konut satışları bir önceki yıla kıyasla yüzde 20,6 artarak 1 milyon 478 bin 25 adede ulaştı. Tüm gayrimenkul satışlarının yüzde 48’ini konut oluştururken, bu oran önceki yıllarda yüzde 45 seviyesindeydi. Buna karşılık, arsa ve tarla satışları ise yüzde 8 oranında azalarak 1 milyon 588 bine geriledi. Uzmanlar, bu düşüşü vatandaşların konuta yönelmesi ve bazı yasal düzenlemelerle açıklıyor.
ARSA YATIRIMLARINDA ARTAN DOLANDIRICILIK VAKALARI
Son zamanlarda arsa alım-satım işlemlerinde dolandırıcılık vakaları artış gösteriyor. İstanbul Şile'de 3,5 milyon TL'ye satılık arsa ilanı üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık vakası, yatırımcıların karşılaştığı riskleri gözler önüne seriyor.

Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından Av. Elvan Kakıcı Şimşek, arsa yatırımı yaparken en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında hukuki ve imar durumunun geldiğini belirterek, “Yatırımcılar, satın alacakları arsanın tapu kayıtlarını ve imar durumunu mutlaka detaylıca araştırmalıdır. Özellikle hisseli tapular, şufa (ön alım) hakkı, ipotek veya intifa gibi hukuki kısıtlamalar yatırımcıları zor durumda bırakabilir. Ayrıca, arsanın doğal sit alanı veya özel koruma bölgesinde olup olmadığı da büyük önem taşır” dedi.
PROJEDEN ARSA SATIN ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Şimşek, “Son yıllarda vatandaşlar, doğrudan bireysel arsa almak yerine, altyapısı tamamlanmış ve imar izinleri alınmış projelerden arsa satın almayı tercih ediyor. Bu tür projeler genellikle profesyonel ekipler tarafından belirlenen, master planı hazırlanmış ve imar süreçleri tamamlanmış arsalar sunuyor. Ancak, her ne kadar güvenli bir yatırım gibi görünse de bu alanda yaşanan mağduriyetler giderek artıyor.
Son dönemde bazı firmalar, belirli bir süre içinde tapu teslimi yapacaklarını taahhüt etmelerine rağmen, yatırımcılara yıllarca tapu vermiyor veya altyapı çalışmalarını tamamlamıyor. Özellikle yarım kalan projeler, yatırımcıları büyük zarara uğratabiliyor. Örneğin, İstanbul Şile’de yaşanan bir dolandırıcılık vakasında, yatırımcılar yüksek fiyatlarla arsa satın alırken, tapuda beklenmedik sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Bu tür olaylar, piyasadaki güven sorununu artırıyor” diye konuştu.
DEVLETİN DÜZENLEMELER YAPMASI ŞART
Devletin bu alanda düzenleyici bir mekanizma oluşturmasının yatırımcıların korunması açısından kritik olduğunu vurgulayan Şimşek şöyle konuştu:
Devlet, tüm arsa projelerinin kaydedileceği bir Ulusal Proje Sistemi kurmalı ve firmalar projelerini bu platforma eklemek zorunda olmalıdır. Böylece yatırımcılar, satın almayı düşündükleri arsanın hukuki durumunu şeffaf bir şekilde inceleyebilir. Ayrıca, firmaların projeleri için belirli bir teminat yatırması sağlanmalı ve eğer proje tamamlanmazsa, devlet bu teminatı kullanarak projeyi başka bir firmaya tamamlatabilmelidir. Arsa yatırımları, doğru analizler yapıldığında uzun vadede yüksek kazanç sağlayabilecek önemli bir yatırım aracı olabilir. Ancak, yatırımcıların mağdur olmaması için hem bireysel olarak dikkatli davranmaları hem de devletin bu alandaki yasal düzenlemeleri sıkılaştırması gerekiyor.
