17. GYODER Gayrimenkul Zirvesi, bu yıl “Rota Yeniden Oluşturuluyor” mottosuyla 25 Ekim 2022’de Zorlu PSM’de gerçekleşti.
Sunuculuğunu Jülide Ateş’in yaptığı zirvede GYODER, ana vizyonu olan 4T prensibi ile; Teknoloji, Tasarım, Tabiat, Toplum konularında bugüne kadar yapılan ve hazırlanan plan, görüş ve yol haritaları tüm sektör paydaşlarına aktarıldı. Sektörün rotasına yeni bir yön çizilen zirvede toplam 8 panel düzenlendi.
Açılış konuşmasını “4T’nin Gücü ile Yeni Rota Oluşturuluyor” temasıyla yapan
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Bugün ülkemiz ve sektörümüz adına çok önemli bir gün. Biz burada Türkiye’de Gayrimenkul Sektörünün geleceğine yön verecek olan bir günü yaşarken, sektörümüzün sağladığı en insani hizmet olan barınma ihtiyacına yönelik olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesinin temel atma törenini gerçekleştirdi. Biz de GYODER erişilebilir konut modelimiz ile bu projeye katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ana vizyonumuzu oluşturan 4T prensibimiz kapsamında; teknoloji, tasarım, tabiat ve toplum ile uyumlu kültürümüzün zenginliklerinden beslenen, çağdaş şehircilik unsurlarının oluşmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Uluslararası çalışmalarımız kapsamında GYODER olarak iki önemli anlaşma imzaladık. ABD’nin en büyük sektörel derneklerinden olan ve 50 bin gayrimenkul profesyonelini temsil eden Miami Association of Realtors (Miami Gayrimenkul Derneği) iş birliğimiz ile yurtdışına açılım hedefimiz doğrultusunda önemli bir adım attık. Ayrıca İngiltere’nin önde gelen şirketleri ve başarılı girişimcilerini bir araya getiren, girişimci faaliyetleri teşvik etmek üzere çalışmalar yürüten The Institute of Directors (IoD) ile de bir anlaşma imzaladık. Her iki dernekle de yapılan iş birliği anlaşması, Türkiye’nin sektörel olarak yeni pazarlarda etkin olmasını sağlarken, ülkemizdeki fırsatlar için de birlikte çalışma olanağı yaratacak.
Bununla beraber geçtiğimiz dönemde sosyal fayda oluşturmak adına bazı projelere de imza attık; Marmara Üniversitesi iş birliği ile Göztepe kampüsündeki Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu binasını kız öğrenci yurduna dönüştürdük. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Ana Bilim Dalı mezunlarına ise GYODER üyelerimizde bir yıl çalışma fırsatı sunuyoruz. GYODER olarak rotayı yeniden oluştururken, dünyadaki tüm canlıların en büyük ihtiyacının “barınma” olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Dünyada yaşanabilir kentler listesine neden ülkemizden bir şehri sokmayalım? Bunun için gereken insan kaynağı, teknik donanım ve bilgi birikimine sahibiz. GYODER olarak biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız, sektör paydaşlarımız olarak siz de var mısınız?” dedi.
20 sene sonra malzeme devrimi yaşanacak
Zirvenin ilk paneli
PwC Türkiye Ortağı Ersun Bayraktaroğlu moderatörlüğünde, “Yeni Rota ve Gelecek” olurken; konuşmacıları ise; Konda Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır, İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, İstinye Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı & Dekanı Prof. Dr. A. Uğur Tanyeli oldu.
En büyük sıkıntı maliyetler ama bu süreç de geçecek
Panelistlerden
Prof. Dr. Emre Alkin “Bugün gayrimenkul sektörü için çok önemli bir gün. Yepyeni bir dünya yaşamaya hazırlanıyoruz. 2016 yılında 5 yaşından küçük nüfusla 65 yaş arasındaki nüfus tartışmasız bir şekilde küçük nüfusu geçti. Giderek yaşlanıyoruz. Gayrimenkul sektöründe İstanbul nerede? İstanbul fiyat artışlarında en hızlı il olurken, Avrupa standartlarında ise sondan ikinci durumda ve Moskova ardımızdan geliyor. Dünyadaki bütün sermaye piyasası aktörleri bir araya gelse bile gayrimenkul sektörünü geçemez. Yabancıya satılan konut sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Maliyetler inanılmaz derecede yüksek. Hazırlanan bir projenin maliyeti bir anda dört katına çıkabiliyor. Ancak bu devir de geçecek.” şeklinde konuştu.
Konutu ekonomize ettik ve başarılıyız
Diğer panelist
Prof. Dr. A. Uğur Tanyeli ise konuşmasında; “Konutta bugünkü noktada bir tıkanma var. Konutu sadece ekonomik bir gerçeklik olarak görüyoruz. Dünyada da bu böyle. Mimari bir tıkanma yaşıyoruz. Piyasa koşullarına tabi olmaya başladık. Deneysel konut çalışmaları yapılmalı. Gelir grupları için konutlar bir yaşam alanıdır, protezdir. Artık bu özelliği maalesef görmüyoruz. Konutu düşünmek istemiyoruz. Konutu yatırım olarak görüyoruz. Gerçekleri görmek başka bir şey, bu gerçeklerin uzantılarını görebilmek başka bir şey. Dünyayı sadece kirletmiyoruz, konutlarla da kirletiyoruz.” sözleriyle paneli tamamladı.
Zirveye video konferansla katılan New York Belediye Başkanı
Eric Adams ise; “Tıpkı New York gibi, Türkiye de birçok kültürün yollarının kesiştiği ve iş hayatının dinamik olduğu bir yer. New York’un beş bölgesinin, Türklerin de dahil olduğu birçok diaspora topluluğuna ev sahipliği yapması ya da Türkiye’nin en büyük şirketlerinin de içinde bulunduğu birçok uluslararası işletmenin şehrimizde ofislerinin olması tesadüf değil. Birlikte, bu küresel ekonomik toparlanma yolculuğuna çıkarken, sizin ortaklığınıza ihtiyaç duyuyoruz. Amerika’nın en büyük Türk topluluklarından birine ev sahipliği yapan şehrin başkanı olmaktan ve gayrimenkul de dahil birçok iş alanının merkezi olan bu şehri yönetmekten gurur duyuyorum.” şeklinde konuştu.
Beşinci T olarak Türkiye diyoruz
Zirvenin ikinci paneli “Yeni Dünyanın Şifresi: 4T” olurken, zirvenin moderatörlüğünü ise;
GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici üstlendi. Çekici, “Tarihsel ve kültürel olarak T sihirli ve değerli bir harf. 4T formülüyle Teknoloji, Tasarım, Tabiat ve Toplum diyoruz. Teknolojinin olmadığı bir gelecek de yok sektör de yok. Tasarım aslında yaşam stili inşa etme işi. Günün sonunda her şey toplum için. Beşinci T’ye de varmak istiyoruz ve “Türkiye” diyoruz. Dünyada her şey değişiyor, değişmeyen tek şey değişim. Gelecek baş döndürücü. Gelecekteki bilinmezliğin üzerine yürüyeceğiz.” diyerek panelin açılışını gerçekleştirdi.
Galataport bir günde 90 bin kişiyi ağırladı
Zirvenin altıncı panelinin konusu ise “Yeni Modellere Yelken Açmak” oldu. Moderatörlüğünü
GYODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Heyfegil’in yaptığı panelde söz alan Galataport İstanbul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü
Erdem Tavas, “Biz dünyada bir buluş yaptık. Dünyanın hiçbir yerinde yer altı kurvaziyer limanı, yeme, içme, alışveriş hepsi arada bir proje yok, projemizle ödül aldık. Dijitalleşmeyi de bırakmamak lazım. Dijitalle fizikseli birleştirdiğinizde çok daha farklı deneyimler elde edebiliyorsunuz. Galataport olarak bir günde 90 bin kişiyi ağırladık, bu bir rekor. İstanbul için çok güzel bir model olduk.” şeklinde konuşurken, FTG Development Yönetici Ortağı
Fatih Tamince de “Artık para değil, ne önerdiğiniz, ne sunduğunuz daha önemli hale geliyor. Sanat aktiviteleri karsız olmakla beraber çok önemli bir kaldıraç vazifesi görüyor. Neyi nasıl sunduğunuz çok önemli. Kültür sanatın çok daha fazla planlanması gerektiğini biliyoruz. Öte yandan yeme-içme sosyal bir iletişim noktası oldu. İstanbul artık kabuk değiştiriyor.” dedi.
Gölgemiz Taşın Altında Çalışıyoruz
Artaş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Süleyman Çetinsaya ise “Elimiz değil, gölgemiz taşın altında çalışıyoruz. Dünyada yeniden bir yapılanma var. Avrupa’daki devlet yönetimi tecrübesiz bir gruptan oluşuyor. Kendi ülkemizin artılarını konuşmamız gerekir. Türkiye’de konut üretmek kolay bir şey değil. Bir daireyi yapabilmek için 3-5 sene uğraşabiliyoruz. Çin’den sonra inşaat sektöründe ikinci sırada ve çok iyi durumdayız, bunu değerlendirmemiz lazım.” şeklinde konuştu.
4T var ama diğer T ise Ticaret.
Panelin bir diğer konuşmacısı olan
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu erişilebilir konutta geliştirdikleri yeni model hakkında bilgiler vererek, “Harcanabilir hane halkı gelirinde konaklamanın payı %30’a düşerse ne olur diye düşündük. Çocuğuna harcar, tatiline harcayabilir. Bu bizim motivasyonumuz. Öncelik toplum ve sosyal fayda sağlamak. Burada 4T var ama diğer bir T ise Ticaret. Ticari dinamiklere göre dinamiğimizi oluşturduk. Kamu ve özel sektörün güçlerini bir araya getiriyoruz. En büyük arsa sahibi devlet. Kontrolün olmadığı yerde kaos oluyor. Emlak sitelerinde hesap açıp, ilan vermenin hiçbir kontrolü yok. Görevli şirket kendi işleteceği için yapım ve tasarım aşamasında en nitelikli, bakımı en kolay, en az enerji tüketen, en çevreci yapıları otomatik olarak yapmak zorunda kalıyor. Çünkü model onu teşvik ediyor. Tabii ki bir rekabet olmasını öngörüyoruz, devletin arsaları sisteme getirmesiyle yüzde 30’dan yola çıkarak 15 yılda kendini geri ödeyen bir yatırım bedeli var. Burada son kullanıcıya görevli şirket kiralıyor. Kiracı burada devletin regüle ettiği fiyatlarla kirasını ödüyor. Daha kontrol edilebilir bir iklim oluşturmayı hedefliyoruz. Arsa mülkiyeti devlette kalıyor dolayısıyla çok devletçi bir politika. Finansman boyutunda kamu-özel iş birliği modelinden de aşına olduğumuz kredi veren kamu ve görevli şirket ilişkisi var. Burada bankayla bir proje finansman anlaşması olacak. Son kullanıcı kirasını görevli şirkete ödüyor devlet kirasını özel sektöre bırakmış oluyor. Kimin buradan faydalanacağına ilişkin devlet uygunluk kriteri belirleyebilir. Bu imkanın en çok ihtiyaç duyana gittiğinden emin olmamız gerekiyor. Modelde bir sigortalama mekanizması da çalıştık. Biz sadece kenarda durup bu iş neden çözülmüyor, çözülmesi lazım demeden bir alternatif sunmayı tercih ettik” ifadelerini kullandı.